20 Kasım 2020 Cuma

Amsterdam - Çarpıcı Şehir

 

 

            Uzunca bir süre acaba gidebilir miyiz, gidemez miyiz diye düşünürken sonunda işte o gün geliyor. Otel – otopark – araç anahtarı bırakmama - kalabalık ve gergin insanlarla dolu bir havaalanı- artı güvenlik önlemleri – koşuşturmaca derken bir bakmışız ki uçağın içindeyiz. Yaklaşık üç buçuk saatlik yolculuğun ardından işte Schiphol Havalimanı. Küçük bir balıkçı kasabası iken, ticaret bağlantıları sayesinde dünyanın en zengin şehirlerinden biri olan, kilometrelerce kanalı ve bunları süsleyen yaklaşık 1.300 köprüsüyle yetinmeyip, mimarisi, etkileyici müzeleri ve ünlü sanat eserleriyle her köşesini gezilir görülür kılmış özgürlükler şehri Amsterdam.  İner inmez, gezimiz sırasında kullanmayı planladığımız günlük ve saatlik biletlerimizi turizm danışmadan alıp, cep telefonumuza yüklediğimiz GVB programı ile çalışıyoruz yolumuzu bulmaya. Biraz geç olsa da öğreniyoruz, yurtdışı internet kullanımı için cep telefonu ayarlarının diğer ağların kullanımına açılması gerektiğini. Her yere giden her tip ulaşım aracının arasından, doğruca metroya binip, Zuid istasyonundan tramvay aktarmasıyla yeşilliğin ortasındaki küçük göletin içinde yükselen, Kronenburg’daki İbis Budget’a vardık sonunda. Ben sağımla solumu zor ayırt ederken, neyse ki eşim yön ve yer bulmada olağanüstü yetenekli.